Sen kapı ol ben seyyah. Uzak topraklardan gelmiş, bir bardak soğuk su için can atan, dili damağına yapışmış, gönlü kuraklığa uğramış, her yıl nadasa bırakılan seyyah olayım. Çok uzakta olma, elini uzatınca İstanbul'un kapısını aç, karşında seyyahını bul.
İstanbul'un tepelerine serpiştirilmiş, irili ufaklı, ecişli bücüşlü gecekondular ol ama ben gene de seni bulmak için o eğri büğrü haritanın gizlerini çözmeye çalışayım. Anlatacak hikayen olsun, o soğuk suyu içerken gönlümü ferahlatırken, kulaklarımı dinlendireyim.
Eski İstanbul'un bir kapısı ol, ben de bir seyyah. Açtığım zaman karşımda seni bulayım.